Çocuklara Ölüm Nasıl Anlatılmalı ?

Çocuklara Ölüm Nasıl Anlatılmalı ?

Anne, babasını ya da bir yakınını kaybetmek, kaç yaşında olursa olsun, çocuklar için kolay değildir. Bu nedenle bu olayın uygun bir şekilde, çocuğun yaşına ve gelişim özelliklerine bağlı olarak anlatılması gerekmektedir. Aksi takdirde, ölüm olayı ve ebeveynin kaybı çocukta travmatik etkiye sebep olabilir.

Eğer çocuk anne babasından birini kaybettiyse, hayatını kaybeden ebeveyn ile ilgili bilgiyi mümkün olduğunca hayatta kalan diğer ebeveyn çocuğa vermelidir. Çocuğun bu durumu başka bir aile üyesinden ya da aileden olmayan birinden duyması doğru değildir. Böyle bir durumda çocuk olayın gerçek olduğuna inanmayabilir, güveni sarsılabilir, acısı daha da artabilir.

Çocuğa bu haber verilirken, çocuğun kendini güvende hissedeceği bir ortam seçilmelidir. Park, restoran, başka birinin evi gibi farklı ortamlar değil, tercihen çocuğun kendi evi bunun için uygun bir ortamdır.

Evin fazla kalabalık olmaması da önemlidir. Çocuğa bu haber verildiğinde başka kişiler de ortamda olursa ve çocuğun tepkilerine ya da davranışlarına müdahale etme riskleri olabilir.

Ölüm haberi acı bir haber olduğu için, bu bilgi çocuğa verildikten sonra çocuğun hayatına kaldığı yerden devam etmesi, hiçbir şey olmamış gibi davranması beklenemez. Bu nedenle “Hadi gezmeye gidelim, gidelim sana oyuncak alalım” gibi dikkatini başka yöne çekmeye yönelik eylemlere gerek yoktur.

Nasıl ki, biz yetişkinler acı olaylarda yas yaşıyorsak, çocuklar da bu yas sürecini yaşamalıdır. Buna fırsat vermemiz gerekir. “Üzülme, sakın ağlama” gibi ifadeler yerine duygu ve düşüncelerini ifade etmesine, yasını yaşamasına izin vermekte fayda olacaktır.

Yetişkinler zaman zaman yas yaşarken, davranışları ve söylemleri ile farkında olmadan abartılı tepkilerde bulunabilirler. Çocukların ağıt yakan, dövünen yetişkinleri görmemesi daha sağlıklı olur.

Çocuk hayatını kaybeden ebeveyni sordukça, “Şehir dışına gitti, uzun süre gelmeyecek, işi bitince gelecek” gibi cevaplar verilmemelidir. Bu cevaplar çocuk üzülmesin diye verilir ama, bir süre sonra çocuk ebeveyni ile telefonda konuşmak isteyip de konuşamayınca, onu göremeyince daha çok üzülecektir. Ayrıca bu durum, çocuğun güvenini sarsmak anlamına da gelir ki, böyle bir durumda çocuk, bundan sonra kendisine yapılan diğer açıklamalara da inanmamaya başlayabilir.

Çocukların 10 yaşından önce camideki törene katılması, mezarlığa gitmesi doğru değildir. Çocuk istese bile, vefat eden kişinin yüzü açılıp gösterilmemelidir.

Çocuğa “Annen / Baban cennete gitti, orası çok güzel bir yer, orada çok mutlu olacaklar, istedikleri her şeyi yiyecekler” gibi bir açıklama yapıldığında, çocuk ölümün ve cennete gitmenin imrenilecek bir durum olduğunu düşünerek, kendi canına kıymaya kalkabilir.

Ya da “Annen / Baban seni bulutların arkasından izliyor, her zaman seni görüp duyabiliyor” gibi bir açıklama da, çocuğun her an izlenme duygusu içine girip, şüpheci davranmasına neden olabiliyor.

Çocuklar 6 yaşına kadar ölüm olayını tam olarak kavrayamazlar. Onlar için ölüm geri dönüşü olan ve başkalarının başına gelen bir olaydır. Kendileri ölümlü değildir, ölmek de yaşamın bitişi demek değildir. Çocuklar bu yaşta ölen kişinin bir daha gelmeyeceği ve onu göremeyeceği gerçeğini tam olarak anlayamazlar.

6 yaşından sonra çocuklar, ölümün geri dönüşü olmayan bir olay olduğunu ve ölen kişinin yaşamsal işlevlerinin durduğunu anlarlar. Ölümün her insanın başına gelebilecek bir gerçek olduğunu kavramaya başlarlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.


Şimdi Ara!
Yol Tarifi