Çocuklar İle Sağlıklı İletişim Yöntemleri

Çocuklar İle Sağlıklı İletişim Yöntemleri

Anne baba olmak dünyaya getirmek, yedirmek, içirmek, okutmak demek değildir sadece.

Anne baba olmak çok daha fazlasını barındırıyor içinde. Çocuğunu sevmek kadar saygı göstermek, onu her konuda cesaretlendirmek, özgüveninin ve yaratıcılığının gelişmesini desteklemek, onu dinlemek, saçma da olsa fikirlerine değer vermek ve onunla konuşmak; ama doğru yöntemleri kullanarak ve doğru mesajları vererek konuşmak. İşte tam anlamıyla anne baba olmak tüm bunları kapsıyor.

Peki çocukların fiziksel ihtiyaçlarını bir kenara koyarsak,  kaçımız çocuğumuzun sosyal ve duygusal ihtiyaçlarına cevap verebilen anne baba olabiliyoruz. Kaçımız onları dinliyor, onlarla sağlıklı bir iletişim kurabiliyoruz.

Birçok anne baba çocuğuyla gerektiği kadar konuştuğunu ve onu dinlediğini savunur. Ama bu iletişimin kalitesi bizim için önemlidir. İletişim sırasındaki, ses tonumuz, yüz ifadelerimiz, jest ve mimklerimiz en az konuştuklarımız kadar önemlidir. Dilimiz başka, yüzümüz başka söylüyorsa çocuklar bunu hemen farkeder. Bu durum hem çocuğun güvenini sarsar hem de ikileme düşmesine neden olur. Bu nedenle çocuklarla iletişimde kullandığımız sözcükler kadar beden dilimize de önem vermeliyiz.

İletişimde kullandığımız sözcükler dedik. Bu ne demek? Konuşurken çocuğa verdiğimiz mesajları kastediyoruz. Örneğin elindeki oyuncağı sürekli olarak yere vuran bir çocuğu annesi ‘Yapma, vurma, hayır, kime diyorum, seni babana söylerim’ gibi ifadelerle uyarıyor ve bunu yüksek sesle, kızgın bir yüz ifadesi ile yapıyor. Peki bunun çocuktaki karşılığı ne? Koca bir hiç. Çünkü anne sadece çocuğa yapmamasını söylüyor;ama yaparsa sonucun ne olacağını yada bu sonuçtan çocuğun nasıl etkileneceğini söylemiyor. Bu olumsuz örneği olumluya çevirelim ve aynı durumda çocuğu ile sağlıklı bir iletişim kuran annenin neler söyleyeceğine bakalım. ‘Oyuncağını yere vurmaya devam edersen kırılır ve bir daha bu oyuncakla oynayamazsın. Şimdi karar senin ister vur ister vurma.’Anne bunu söylerken çocuğa şu mesajları veriyor. ‘Oyuncak senin onun ile ilgili karar verme yetkisi sana ait. Ben sadece seni uyarıyorum. Vurmaya devam edersen kırılacak ve bir daha oynayamayacaksın.’ Çocuk eğer oyuncağı vurmaya devam ederse ve oyuncak kırılırsa

kendi kendini cezalandırmış olacak. Annenin faazladan bir yaptırım uygulamasına gerek kalmayacak. Bu ve bunun gibi örneklerde çocuklara yaptıkları davranışın sonuçlarına katlanma becerisini kazandırmış oluyoruz. Gördüğünüz gibi anne bağırmadı, tehtit etmedi, kaşlarını çatmadı sadece uyardı, neden sonuç ilşkisi içinde olabilecekleri anlattı.

Anne baba ve çocukların problem yaşadığı en önemli konulardan biri de yemek yemedir. Anne ve babalar ısrarla çocukların yemek yemesini ister, çocuklar da ısrarla kaçar. Burada yine doğru iletişim kuramama ön plana çıkmaktadır. Yemek yemek istemeyen bir çocuğu babası ‘ Gel yemek ye, annen sofrayı kurdu, sofra bekletilmez, gel diyorum sana’ gibi cümleler ile sofraya oturtmaya çalışır. Oysa babasının yemek ve sofra ile ilgili tüm bu sözleri çocuk için önemli değildir. O oyun oynuyor ya da televizyon seyrediyordur ve şu anda bunlar önemlidir. Böyle bir durumda bu baba çocuğuna ne demelidir? Öncelikle evde belli bir yemek saati belirlenmeli ve herkesin bu saate uyması sağlanmalıdır. Aile üyeleri bu kurala uymazssa çocuktan uymasını bekleyemezsiniz. Ardından baba çocuğuna şöyle demelidir. ‘Yemek saati geldi biz sofraya oturuyoruz, sen de gel beraber yiyelim, yemeğimiz bitince sofrayı toplayacağız, sen aç kalırsın. Bir daha da sofra kuramayız.’ Burada babanın verdiği mesaj çok açıktır. ‘Evde sofra bir kez kurulur ve

herkes oturup yemek yer. Yemeyenler için bir daha sofra kurulmaz. Sen sofraya oturmazsan aç kalırsın. Bu senin seçimin olur.’

Çocuklarımızı motive ederken de bazen doğru söylemlerde bulunmuyoruz. Hepimizin en çok kullandığı motivasyon sözcüğü ‘Aferin’dir. Aferin ama niye aferin. Bunu da açıklamak önemli.

Arkadaşınla oyuncağını paylaştın, bu doğru bir davranıştı, her zaman böyle yapmanı istiyorum, aferin.

Sınavdan yüksek not almışsın, aferin. Ama şunu da bilmeni isterim düşük not alsaydın da sana kızmazdım, mutlaka bir sebebi var derdim ve her zaman ki gibi seni sevmeye devam ederdim.

Gömleğini tek başına giydin, aferin. Sana bunu yapabileceğini söylemiştim. Seninle gurur duyuyorum. Bundan sonra gömleğini tek başına giyebilirsin.

Tüm bu örneklerde görüldüğü gibi sadece ‘Aferin’ demekle yetinmeyip, çocuğu motive edici, özgüvenini geliştirici açıklamalar yapmak da önemlidir.

Yukarıda verdiğimiz örnekler çoğaltılabilir. Örnekler ne olursa olsun anne babaların çocukları ile sağlıklı iletişim kurmaları için yapmaları gerekenler benzerdir. Tehtit etmeyin, boş yere bağırmayın, beden diliniz ile söylemlerinizin tutarlı olmasına dikkat edin, cezalandırmayın bırakın yaptığı davranışın sonuçlarına katlanmayı öğrensin, olayları sebep sonuç ilişkisine göre değerlendirmeyi öğrensin, yalnızca olumsuz davranışlarını değil olumlu davranışlarını da ön plana çıkarın, motive edici sözcükleri kullanın, ona güvendiğinizi ve inandığınızı her fırsatta yineleyin, bağımsız iş yapabilmesi için yüreklendirin. Bunların tümünü yaparken, onunla konuştuğunuz her anda göz kontağı kurmayı ihmal etmeyin. Göz kontağı kurularak yapılan iletişim en sağlıklı ve en doğru iletişimdir.

Ve şunu asla unutmayın çocuğunuza kazandırmak istediğiniz bir davranış varsa, öncelikle bu davranışı sizin sergilemeniz gerekiyor. Çünkü çocuklar en çok model alarak öğrenir. Eğer siz teşekkür ederim, lütfen, eline sağlık gibi söz kalıplarını kullanmıyorsanız; odanızı toplamıyor, sokaktan gelince elinizi yıkamıyor, tuvaletten sonra sifonu çekmiyorsanız çocuğunuzun bunları yapmasını beklemeyin, yapmadığı için onu eleştirmeyin, yargılamayın ve kesinlikle cezalandırmayın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.


Şimdi Ara!
Yol Tarifi