Çocuğunuzu Ne Kadar Tanıyorsunuz?

Çocuğunuzu Ne Kadar Tanıyorsunuz?

Albert Einstein’ı hepimiz tanırız. Dünyanın en zeki insanlarından biridir. Ama Einstein çocukluğunda özellikle öğrenme süreçleri ve zekası ile ilgili oldukça zor zamanlar yaşamıştır.

Öğretmeni sürekli olarak onu babasına şikayet etmiş, babası da bu şikayetlerden bıktığı bir gün oğluna şöyle söylemiştir. “Senin kadar aptal başka bir çocuk dünyaya gelmemiştir”…

Babasının Einstein’a bunu söyleme sebebi çocuğunu tanımamasından kaynaklanmaktadır. Babası oğlunu tanısa, onu doğru gözlemleyebilse, yeterliliklerinin ve özelliklerinin farkına varsa bu cümleyi kullanmazdı.

Buradan hareketle kendimize şu soruyu sormalıyız, “Biz çocuklarımızı ne kadar tanıyoruz”

Çocuk gelişiminin en önemli özelliği ve hatta ilkesi şudur ki, her çocuk farklıdır ve bireysel farklılıklar göz önüne alınarak çocuklar değerlendirilmelidir.

O halde çocuğumuz ile ilgili değerlendirme yaparken bizim de anne baba olarak yapmamız gereken, çocuğumuzun farklı bir birey olduğu gerçeğini göz önüne alıp, onu duygusal olarak değil, objektif olarak değerlendirmektir.

Bu değerlendirmeyi yaparken nelere dikkat etmeliyiz

  • Çocuğunuzu iyi gözlemleyin. Özellikle yalnız kaldığı, oyun oynadığı ve bir sorun ile karşılaştığı zamanlarda nasıl davranıyor, nasıl hareket ediyor.
  • Arkadaş ilişkileri nasıl. Hangi özellikteki çocuklarla arkadaşlık etmekten hoşlanıyor.
  • Arkadaşları ile sohbetlerinin konusunu neler oluşturuyor. Bu size çocuğunuzu tanımak adına fırsat sağlayacaktır.
  • Çocuğunuz ile birlikte kitap evlerine gidin ve onu serbest bırakın. Bakın bakalım hangi tür kitapları inceliyor.
  • Çocuğunuzun soru sormasına fırsat verin. Sorduğu soruları dinleyin, kendi bilgi çerçeveniz içerisinde cevabını bildiğiniz soruları cevaplayın.
  • Sorularını cevapsız bırakmayın. Tabi ki her sorunun cevabını bilmeyebilirsiniz. Cevabını bilmediğiniz bir soru ile karşılaştığınız zaman “Ben de bu sorunun cevabını merak ediyordum, araştırayım, öğreneyim ve sana anlatayım” şeklindeki cevabınız çocuğunuzu çok ama çok mutlu edecektir.
  • Size hangi konularda ne gibi sorular soruyor, buna dikkat edin. Çocuklar soru sormaktan çok hoşlanır, soru sorarak öğrenme süreçlerini devam ettirirler. Çocuğunuzun size sorduğu sorular onun ilgi alanlarını belirler. Aslında bu sorular sizin için birer ip ucudur. Örneğin çocuğunuz size dinazorlar ile ilgili sorular soruyorsa, bu tarih öncesi dönemleri merak ettiği anlamına gelir. Onun yaşına ve gelişim özelliğine göre bu merakını giderecek etkinlikler yapmanız öğrenme sürecine sağlayacağınız önemli bir katkıdır.
  • Çocuğunuzun yaşına ve gelişim özelliğine göre ona bir dinazor oyuncağı alabilir, dinazorlar ile ilgili bir belgesel izletebilir ya da konuyla ilgili bir müzeye götürebilirsiniz.
  • Başarı dediğimiz sadece akademik başarıdan ibaret değildir. Belki de çocuğunuz güzel sanatlar dalında resim, müzik, drama alanlarından birinde çok başarılı olacak. İmkanınız oldukça çocuğunuzun farklı alanlarda kendini denemesine fırsat verin.
  • Çocuğunuzdan başkası olmasını istemeyin, onun için olması gereken bir çocuk profili planlamayın. Bırakın çocuğunuz olmak istediği profil ne ise onu olsun. Bu süreçte anne baba olarak siz ona rehberlik edin.
  • Çocuğunuz okul öncesi dönemde de olsa okul döneminde de olsa, öğretmenleri ile sıkı ilişkiler içinde olun. Öğretmenlerin gözlemleri ile kendi gözlemlerinizi birleştirdiğinizde çocuğunuz ile ilgili daha sağlıklı fikriniz olabilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.


Şimdi Ara!
Yol Tarifi