Çocuklarda El Tercihi
İnsan beyni iki yarım küreden oluşur. Beynin her bir yarıküresi, karşı vücut hareketini ve duyusunu yönetmede baskındır. Yani sağ beyin lobu, ağırlıklı olarak vücudun sol ekseninde kalan uzuvların işleyişinden sorumludur, aynı şekilde sol beyin de nispeten sağ vücudu yönetir. Bu iki beyin yarıküreleri birbirine aksonlardan oluşmuş bir yapı olan ‘korpus kollozum’ aracılığıyla bağlanır. Bu bağ sayesinde iki yarım küre arasında nöral geçişler ve bilgi akışı sağlanmış olur.
Her iki beyin lobunun kendi içinde baskın olarak yönettiği bazı işlevler bulunur. Bundan önceki yıllarda bu yönetim daha keskin biçimde yorumlanırdı. Mesela sağ beyin konuşmadan sorumludur, sol beyin matematiksel, işlemsel, uzamsal konuları yönetir…gibi. Fakat teknoloji ve tıptaki gelişmelerle beynin çalışma mekanizması ile ilgili daha fazla bilgiye erişildiği günümüzde görüldü ki aslında iki beyin lobu da tüm vücut işlemleri, duyular ve duyguları yönetmede etkilidir. Yani aralarında kesin ve kati görev dağılımı yoktur, işbirliği halinde çalışırlar. İşte burada yerine getirdikleri görev açısından ‘baskınlık’ durumundan söz etmek yanlış olmayacaktır. Dolayısıyla günümüzde artık sağ beyin, ‘konuşmayı yöneten merkezdir’ yerine ‘konuşma üzerinde daha etkili olan bölgedir’ şeklinde kabul edilir.
Çocukların el tercihi de nörolojik gelişimlerinin sonucunda şekillenir. Her birimiz, fizyolojik bir sorunumuz yoksa iki elimizi de işlevsel olarak kullanırız fakat çoğunluğumuzun baskın olarak kullandığı eli bellidir ve bu dünya genelinde sağ eldir. Sol elini baskın kullanan bireylerin sayısı da azımsanamayacak ölçüdedir. Yetişkinlerin el tercihi de tüm kazanımların ve öğrenmelerin gerçekleştiği çocukluk çağına dayanır. El tercihi 1-2 yaşta başlar, 2 yaşın sonu-3 yaş civarında iyice belirginleşir. Bu yaş aralığı çocuktan çocuğa değişkenlik gösterebilir. Her çocuk farklıdır, her çocuk kendine özgüdür ilkesinin, gelişimin her aşamasında, tüm beceri ve öğrenmelerin kazanımında geçerli olduğu unutulmamalıdır.
Ülkemizde çocuğun el tercihinin çoğunlukla okula başladığı dönemde öğretmeni tarafından fark edildiği ve yine çoğunlukla öğretmenin yanlış bilgisinden kaynaklı olarak, sol elini kullanan çocuğu, sağ elini kullanması için uyarması hatta zorlaması ve bunun doğal sonucu olarak çocuğun yanlış bir şey yapıyormuş hissine kapılarak akademik başarısının düşmesi ve akranlarından, yazma becerilerinde geri kalması ve okula gitmek istememesi gibi tepkiler görülebilir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, çocuğun el tercihinin belirginleştiği dönemden itibaren anne-babanın, çocuğunun iyi bir gözlemcisi olarak baskın elini fark etmesi ve eğer bu tercih sol else bunu değiştirmeye çabalamak yerine çocuğunu olduğu gibi kabullenmesi, okula başlamadan önce bu durumu öğretmeni ile paylaşması ve çocuğun sınıfta buna göre bir oturma düzenine alınması, masa ve sırasının çocuğa uygun düzenlenmesini ve çocuğun el tercihinin değiştirilmeye çabalanmamasını özellikle rica etmektir.
Görüldüğü gibi iyi gözlem ve çevresel birkaç ufak dokunuş ile çocuğun baskın eli ile ilgili doğabilecek olumsuz sonuçları önlemek mümkündür.
Unutulmamalıdır ki çocuğun el tercihi doğuşundan getirdiği bireysel bir özelliğidir. Bizler bu duruma saygı duymalı ve çocuğu olduğu gibi kabullenmeliyiz.
Bir yanıt yazın